“Mukabil”i Abartıyoruz: Hukukta Basit Bir Kavramın Karmaşaya Dönüşmesi
Hukuk dilinde “mukabil” kadar masum görünüp bu kadar çok yanlış anlaşılmaya yol açan başka kelime azdır. Evet, “mukabil” demek “karşılık” demek. Ama iş sözleşme yazımına, dava stratejisine ve icra planına gelince, bu tek kelimeyi yanlış kullanmak binlerce liralık zarar, aylarca gecikme ve gereksiz ihtilaf anlamına gelebilir. Tam da bu yüzden bugün, popüler kalıpları ve ezberleri tartışmaya açıyorum: “Mukabil” kavramını ya sadeleştiriyoruz ya da kaosa davetiye çıkarıyoruz.
Hukukta “Mukabil” Ne Demek? Temel Tanım
“Mukabil”, sözlükte “karşılık, denk, eşdeğer” anlamına gelir. Hukukta iki ana sahada karşımıza çıkar:
- Borçlar Hukuku: Mukabil edim = karşı tarafın edimi. Satımda bedelin, hizmette ücretin mal veya emek karşısındaki denkliği gibi.
- Usul Hukuku: Mukabil dava = davalının, davacıya karşı aynı yargılama içinde açtığı karşı dava.
Sorun şurada başlar: Bu iki bağlam birbirine karıştırıldığında haklar yanlış kullanılır, savunmalar boşa düşer, sözleşme dili bulanıklaşır.
Mukabil Edim: Eşzamanlılık, Denge ve İfa Etmeme Def’i
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde tarafların edimleri “mukabil”dir. Pratikte üç kritik sonuç doğar:
- Eşzamanlılık ilkesi: Taraflar edimlerini aynı anda ifa eder. Mal teslim edilmeden bedelin, bedel ödenmeden malın zorlanması çoğu durumda mümkün değildir.
- İfa etmeme def’i (exceptio non adimpleti contractus): Karşı taraf edimini yerine getirmedikçe siz de ifadan kaçınabilirsiniz. Ama bu def’i, ölçülülük ve iyi niyet sınırlarına tabidir; “mukabil”i bahane ederek sözleşmeyi kilitlemeye kalkmak bumerang gibi geri döner.
- Denge/denk değer tartışması: “Mukabil” sadece varlığı değil, denkliği de akla getirir. Aşırı yararlanma, ayıplı ifa, eksik ifa gibi durumlarda “mukabil” ilişkinin dengesi bozulur; bedel indirimi, tamir/ikame veya fesih gündeme gelebilir.
Mukabil Dava: Stratejik Bir Araç mı, Gecikme Tuzağı mı?
“Mukabil dava” (karşı dava), davalının aynı dosyada davacıya karşı iddiasını ileri sürdüğü yoldur. Evet, dosyaları birleştirir, çifte yargılama maliyetini azaltır, çelişkili karar riskini düşürür. Ama:
- Bağlantı şartı: Karşı dava, ana dava ile bağlantılı olmalı; “ne olur ne olmaz” diye dosyayı alışveriş sepetine çevirmek, usul ekonomisini değil karmaşayı büyütür.
- Zamanlama: Cevap süresi, usuli süreç, harçlar… “Nasıl olsa aynı dosyada” rahatlığıyla yapılan gecikmeler hak kaybına yol açar.
- Strateji: Her talebi mukabil davaya sıkıştırmak, asıl savunmayı zayıflatabilir. Bazı talepler bağımsız dosyada daha hızlı ve etkili ilerler.
Zayıf Noktalar ve Tartışmalı Alanlar: “Mukabil”in Sis Perdesi
1) Arkaik dilin gölgesi: “Mukabil” kulağa ağırbaşlı geliyor diye sözleşmelere ölçüsüzce serpiştiriliyor. Sonuç: Yorum uyuşmazlığı. Sade ve net “karşı edim”, “eşzamanlı ifa”, “şartlı ödeme” gibi ifadeler çoğu kez daha iyi iş çıkarır.
2) Savunma ≠ Karşı dava: “Mukabil dava açar, onları yorarız” yaklaşımı, savunma hakkını dava hakkıyla karıştırır. Bazen güçlü bir itiraz/def’i, zayıf bir mukabil davadan daha etkilidir.
3) Eşdeğerlik illüzyonu: “Mukabil” denkliği garanti etmez; sadece karşılıklılığı ifade eder. Denkliği kurmak, ölçmek ve yazmak sözleşme mühendisliği ister: kalite standartları, teslim ölçütleri, kabul testleri, fiyat ayarlama formülleri…
4) Kötüye kullanım riski: “Karşı taraf eksik ifa etti” diyerek tüm ödemeyi durdurmak, çoğu zaman orantısızdır. Kısmi ifa – kısmi ödeme mantığı ve uygun teminat mekanizmaları yazılmadıysa uyuşmazlık kaçınılmazdır.
Sözleşme Diline Müdahale: “Mukabil”i Somutlaştıran Kalıplar
Kısa Not:
“Mukabil” ≠ misilleme. Bu kavram intikam veya cezalandırma değil, karşılıklı edimlerin birbirine bağlanması demektir.
Temiz Metin Önerileri
- Eşzamanlı ifa: “Tarafların edimleri eşzamanlıdır. Taraflardan biri edimini ifa etmedikçe diğer taraf ifaya zorlanamaz.”
- Kısmi ifa – kısmi ödeme: “Kısmi ifada, ödemeler ifa oranında yapılır; kalan kısım için teminat istenebilir.”
- Kalite ve kabul: “Mukabil bedelin doğumu, Ek–1 kabul tutanağının imzasına bağlıdır.”
- Karşı dava yerine itiraz: “Ayıplı ifaya ilişkin savunmalar öncelikle itiraz ve def’i olarak ileri sürülecek; gerekli görülürse karşı dava açılacaktır.”
Uygulamada Eleştiri: Neden Hâlâ “Mukabil”e Sığınıyoruz?
Çünkü belirsizlik müzakereye güç kazandırıyor: Muğlak “mukabil” cümlesi, masada koz gibi kullanılabiliyor. Oysa gerçek güç, öngörülebilirlikte. Net standartlar ve ölçülebilir şartlar, ihtilafı baştan azaltır. “Mukabil” kelimesinin büyüsüne kapılmak yerine, ilişkileri tasarlamak gerekir: teslim takvimi, kabul kriteri, teminat türü, gecikme formülü, ayıp giderme prosedürü…
İtiraz Edin, Tartışalım
“Her şey mukabil edime bağlı” diyerek ödeme durdurma alışkanlığı, ticari güveni zedeliyor mu? Karşı davayı otomatik refleks haline getirmek, yargılamayı ağırlaştırıp hak arama özgürlüğünü fiilen pahalı hale mi getiriyor? “Mukabil”i sadeleştirsek, uyuşmazlık sayısı düşer mi?
Sonuç: “Mukabil”i Kurtarın, Karmaşayı Değil
“Mukabil”, doğru bağlamda güçlü ve gerekli bir kavram. Ama yerinde kullanılmadığında hakları korumaz, belirsizliği büyütür. Çözüm basit: Kavramı somutlaştırın, sözleşme dilini sadeleştirin, usulde stratejiyi romantizme feda etmeyin.
Tartışmayı Başlatan Sorular
- Sözleşmelerinizde “mukabil” hangi somut mekanizmalara bağlanıyor? Yoksa sadece süslü bir kelime mi?
- Karşı dava açmak yerine güçlü itiraz/def’i kurduğunuzda sonuçlarınız nasıl değişti?
- “Kısmi ifa – kısmi ödeme – teminat” üçlüsünü yazılı hale getirseniz, bugün yaşadığınız kaç uyuşmazlık önlenirdi?
Yorumlarda somut örneklerinizi, karşılaştığınız tuzakları ve “mukabil”i nasıl sadeleştirdiğinizi paylaşın; birlikte daha temiz, daha adil ve daha hızlı işleyen bir sözleşme ve yargılama kültürü kuralım.